2010-11-04

DÜNYÂYA KIYMET VERENİN HÂLİ



Selçuklu Sultânı Rükneddîn, Hz. Mevlânâ'ya beş kese altın gönderdi. Mevlânâ'ya altınlar arz edilince;
"Beni hakîkaten seviyorsanız, bu altınları dışarıdaki çamurun içine atın!" buyurdu.

Emri derhâl yerine getirdiler. Dünyâya kıymet veren bâzı kimseler, bu altınları almak için çamurun içinde aramaya başladılar. Fakat üstleri, başları, yüzleri çamurdan görünmez hâle geldi. Mevlânâ, talebelerine onların bu vaziyetlerini göstererek;

"Bu altınlar, şu gördüğünüz dünyâ ehlinin üstünü başını batırdığı gibi, âhiret ehli olanların da kalbini karartır, kirletir. Çeşitli günâhlara sevk edip, ibâdetlerden alıkoyar. Bu sözlerimi yanlış anlamayınız.Dünyâ için çalışmayınız demek istemiyorum. Dünyâ malının muhabbetini kalbinize koymayınız diyorum. En büyük saadet, en büyük sermâye, helâlinden kazanıp, hayır ve hasenat yaparak âhirete göndermektir. Buna rağmen asıl sermâye; mal, mülk, para sahibi olmak değil, ilim, amel, ihlâs ve güzel ahlâk sahibi olmaktır." buyurdu.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar