2010-11-04

KAYBOLAN MAHALLE



Bugün mahalle kalmadı. Yalnız şehrin şurasına burasına dağılmış eski, fakir mahalleler var. Birbirlerinin hatırını sormak, bir kahvelerini içmek, geçmiş zamanı beraberce anmak için zaman zaman gömüldükleri köşeden çıkan, bin türlü zahmete katlanarak semt semt dolaşan ihtiyar mahalleliler...

Bence istanbul'un asıl şairleri onlar; adım başında titrek ayakları geçmiş zamanlarının peşinde dolaşan, onu üslupsuz apartman köşelerinde iki yanı henüz boş asfalt üzerinde, eski ahbap çocuklarının çehresinde beyhude yere arayan ve bulamadıkları için şaşkın şaşkın dört yana bakınan bu kervan artığı biçarelerdir.

Bugünün mahallesi artık eskiden olduğu gibi her uzvu birbirine bağlı yaşayan topluluk değildir; sadece belediye teşkilâtının bir cüzü olarak mevcuttur.

Zaten mahallenin yerini yavaş yavaş alt kattaki üsttekinden habersiz, ölümüne; dirimine kayıtsız, küçük bir Babil gibi, her penceresinde ayrı bir radyo merkezinin nağmesi taşan apartman aldı.

Şehirde yeni çıkan türküleri çocukların macunculardan öğrendiği, aşmalı, tozlu sokaklarında, kıymetler dünyâsının her gün bir parçası kaybolan bir insanlığın tehlike sezmiş bir sürü insiyakiyle(iç güdüsüyle) birbirine sokulup yaşadıkları, eski İstanbul mahalleleri artık sadece bir hatıradır. (Beş Şehir, 1946)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar