2015-05-27

Merhum Kemal Kacar ile Tercüman gazetesinin 1989 yılında yaptığı mülakat | Akademi Dergisi

Aralık 1989'da Tercüman Gazetesinde, Süleymanlı Cemaatinin o zamanki idarecisi / ağabeyi merhum Kemal Kacar ile yapılan bir mülakat...

➥ "Süleyman Efendi meşrutiyete karşıydı."➥ "Atatürk İslam dininden uzaktı."➥ "Camiler kışla yapıldı."➥ "Humeyni Müslüman değil."➥ "Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder."➥ "Flört kadına da erkeğe de günahtır.."


Aşağı kısımdan bütün röportajı metin halinde okuyabilirsiniz. Ya da resimlerin üzerine sağ tıklayıp "Resmi farklı kaydet" menüsüne tıklayarak, bilgisayarınıza indirdiğiniz resimleri, resim izleme programında büyüterek okuyabilirsiniz.

















Tercüman, Kemal KAÇAR'a sorulmayanları sordu

Süleymancılar cevaplıyor (Gerçekte soy adı Kacar'dır. Tercüman'da hep hatalı yazılmıştır.)

Nazlı ILICAK'ın kaleminden 

Kemal Kaçar, Süleymancılar'ın Sultan Abdülhamit yanlısı olduklarını açıkladı. 

"Süleyman Efendi Meşrutiyet'e karşıydı...'' 

Süleymancılar'ın lideri Kemal Kaçar'la uzun yıllardır tanışırız. Gazeteci sıfatımızla Strasbourg'da Avrupa Konseyi toplantılarını takip ederken, bazı kimseler onu uzaktan göstererek 'Çok önemli biridir' dediler. Kendi halinde, halim selim, terbiyeli bir insandı. Ehemmiyetinin/öneminin nereden geldiğini hemen anlayamadım. O zamanlar, 'Süleymancılar' hakkındaki sözler pek yaygın değildi. 

Kemal Kaçar'la dostluğumuz, uzun seneler devam etti. Gazetelerde onun için yazılanları okudukça hayrete düşüyordum. Çok medeni bir hali vardı. Nezaketi ve davranışlarıyla tam bir eski İstanbul efendisi idi. Kaçar'ın birçok görüşünü paylaşmak bizim için elbette mümkün değil. Ama karşılıklı hoşgörü havası içinde, zaman zaman beraber olduk, konuştuk, tartıştık. Kaçar, güven beslediği ve düşüncelerini çarpıtmayacağımızı bildiği için, bize bu mülâkatı vermeyi kabul etti. Kaçar'ın liderliğini yaptığı Süleymancılar'ın, inançlarını, Atatürk ve Cumhuriyet rejimi üzerindeki düşüncelerini, hangi amaç uğruna mücadele ettiklerini bu yazı dizisinde öğreneceksiniz. Onlara kızabilir veyahut görüşlerine katılabilirsiniz. Biz gazeteciliğin objektif ölçüleri içinde gündemde olan sıcak bir konuyu sizlere sunmakla yetiniyoruz:

Soru: Sayın Kemal Kaçar, kamuoyunda sizin grubunuza "Süleymancılar'' adı veriliyor. Bu ismi benimsemediğinizi ve yayınlarınızda daima tırnak içinde kullandığınızı biliyoruz. Ama mademki kamuoyuna mal olmuş, biz de sütunlarımızda sizden "Süleymancılar'' olarak söz edeceğiz. Nedir bu Süleymancılık? Süleymancılık adını benimsemediğinize göre, cemaatiniza siz ne ad veriyorsunuz? Süleymancılık bir din midir? Bir mezhep midir? Yoksa bir tarikat midir? 

Kaçar: Bizim 'Süleymancı' adını kullanmadığımız ve tasvip etmediğimiz doğru. Bizim arkadaşlarımız, kendilerine 'Süleyman Efendi'nin Talebeleri' denilmesini uygun bulurlar.

Süleyman Efendi'nin talebeleri, tam manasiyle katıksız ve tavizsiz İSLAM dinine bağlıdırlar, yani Müslümandırlar. Bu sebeple Süleymancılık diye bir din asla bahis mevzuu değildir

'Süleymancılar' itikatta ve amelde Sünni mezhebe tam bağlıdırlar. Amelde çok büyük ekseriyetle Hanefi mezhebine, yani İmam-ı Azam Ebu Hanife Numan bin Sabit hazretlerine bağlıdırlar. İtikat bahsinde de İmam Ebu Mansur-u Maturidi hazretlerine bağlıdırlar. Şu halde Süleymancılık, bir mezhep de değildir. Türkler'in gerek Selçuklu devrinde, gerek Osmanlılar devrinde tabi oldukları 'Sünni' mezhebe bağlıdırlar.

Süleyman Efendi, kendisi şahsen 'Nakşi' idi ve Nakşiliğin hicri ikinci bin yıllarındaki en büyük mümessili/temsilcisi olan İmam- Rabbani Ahmed-i Faruk-i Serhendi hazretlerine ruhani nisbetle (1) bağlı idi. Şu halde 'Süleymancılık'' diye Süleyman Efendi'nin icad ettiği, kendine göre esaslarını vaz ettiği bir tarikat da mevcut değildir

Soru: Meydan Larousse'da Süleymancılık bahsinde bazı iddialar mevcut


KaçarMeydan Larousse daki 'Nakşibendi tarikatının bütün düşünce ve inançlarını olduğu gibi benimseyen Süleymancılığın esası ibâdettir. Nakşibendi tarikatına göre bütün gerçeklerin kaynağı Kurân'dır. İnsan her davranışında Kur'ân hükümlerine, sünni inançlarına bağlı kalmalıdır' cümleleri aynen hakikati ifade etmekle beraber, bundan sonraki 'Süleymancılık Kur'an dışında hiçbir kanun ve kural tanımaz. Devlet yönetimi, mahkemeler ve bütün devlet kurumları Kur'ân hükümlerine göre düzenlenmeli, kadınlar Kur'ân'dan başka bir şey okumamalıdır. Nikâh şeriat kurallarına göre olmalı, yeni harfler ve şapka atılmalıdır. şer'i bir yönetim kurulması için çalışan Süleymancılık, özellikle 1950'den sonra Anadolu'nun batı illerinde daha çok göçmenler arasında yayıldı.' cümleleri tamamiyle hakikate ters düşmektedir. Halbuki Meydan Larousse, ilmi bir eser olduğundan objektif davranması icab ederdi.

Soru: Tarikatler daha sonra bir çok kollara ayrılmışlar. Her kol da onun kurucusu ile anılmış. Öyleyse siz niye "Süleymancı" sözünden bu kadar rahatsız oluyorsunuz?

Kaçar: Bu suale, yukarıda verilen izahlar muvacehesinde tekrar cevaba lüzum olmasa gerek..

Soru: Yanlış bilmiyorsam, tarikatlerin kendine göre usulleri var. Mesela şeyh öldüğünde onun yerine halifesi geçer. Süleyman Efendi'nin halifesi kim? Siz mi onun yerine geçtiniz? Nasıl?

Kaçar: Süleyman Efendi'nin kendisinin meşreben Nakşi olduğunu fakat kendisinden sonra onun yerine herhangi birisinin geçecek tarzda faaliyeti olmadığını kat'i şekilde beyan etmiş idik. Nitekim, benim herhangi bir irşat postunda olmadığımı cümle âlem hatta Mısır'daki sağır sultan bile bilir.

Soru: Müsaade ederseniz biraz da, sizlere bu sıfatın verilmesine sebep olan kayınpederiniz Süleyman Efendi'den söz edelim. Süleyman Efendi'nin babasının adı ne, nasıl bir tahsil görmüştü?

Kaçar: Süleyman Efendi'nin pederinin ismi, Osman'dı. Osman Efendi İstanbul'da tahsil hayatını sürdürürken, bir rüya görmüş. Bu rüyada vücudundan bir parça kopuyor, göğe çıkıp parlıyor ve ortalığı aydınlatıyormuş. Tabii bu bir rüya rivâyetidir. İnanan olur inanmayan olur.

Soru: Bu rüya Osman Efendi'den mi menkul? 

Kaçar: Ben Süleyman Efendi'den dinledim. Benim gibi birçok arkadaşım da duydu.

Soru: Bu rüyadan sonra ne olmuş?

Kaçar: Osman Efendi memleketine dönüp evlenmiş. Dünyaya gelen çocuklarının içinde hangisi o vasıfta diye merak edermiş. Kayınpeder merhum biraz yetiştiği zaman, onda müşahede ettiği hallerden rüyasında gördüğü ışığın o olduğu kanaatine varmış.

Soru: Meselâ ne gibi halleri oluyormuş?

Kaçar: Meselâ çocuğunu dersiâm olmak üzere yetişmesi için Bafralı Hamdi Efendi'nin rahle-i tedrisine veriyor. Dersiâm tâbiri umûmi müderris mânâsina en yüksek rütbedir ilmi rütbeler içinde. Yani icazet verebilir. Kendisi de talebe okutur. Hamdi Efendi, Süleyman Efendi'nin hem aklını, hem de derslerini öğrenme hususundaki kabiliyetini takdir ediyor. O zamanın medrese muhitlerinde, "Zeki bir çocuk, yetişirse iyi bir âlim olacak" deniliyor. Aynı zamanda Süleyman Efendi'nin bir de sofuluk tarafı, müteşerri bir hali var. Namazlarını kaçırmamaya dikkat ediyor. Orucuna, Allah'ın emrettiği şeylere itina gösteriyor, nehyettiği yapma dediği şeylerden sakınıyor. Ayrıca, gerek hocaları ve arkadaşları, gerek babası, ahlâki vasıflarında bir üstünlük bulunduğunu müşahede ediyorlar Süleyman Efendi'yi bir müddet pederi okutmuş. Pederi Osman Efendi Silistre'de Satırlı Medresesi'nde müderrişmiş. Sonra Süleyman Efendi İstanbul'a gelmiş. O sıralarda senede bir veyahut iki senede bir, memlekete, ailesini ziyarete gidermiş. Pederi Osman Efendi, oğluna çok itina eder o içeriye girdiğinde ayağa kalkar ve "Buyrun Süleyman Efendi oğlum" dermiş. Kayınpeder de, bundan çok ezâ duyarmış. Babasının meşgul olduğu ani yakalayıp, mesela kahve yapmak için mangala cezve sürdüğünde, arkası dönükken, odaya hissettirmeden girermiş. Babasını, ayağı kaldırmak zahmetine, külfetine sokmamak istermiş.

Soru: Süleyman Efendi'nin pederi de dindar bir kimse miymiş? 

Kaçar: Müderris, medrese hocası, dersiâm.

Soru: Süleyman Efendi'nin lstanbul'daki tahsil yılları hangi yıllar oluyor? 

Kaçar: Abdülhamid devri.

Soru: Bazı ülemâ ki bunların içerisinde Saidi Nursi de var. Meşrutiyet'i aktif bir biçimde destekledi. Bazı ulema ise, Sultan Hamid'e sadık kalarak Meşrutiyet karşısında, en azından çekimser bir tavrı benimsediler. Acaba Süleyman Efendi'nin tutumu ne oldu?

Kaçar: Belli bir şey. Sünni bir âlimin ve ilmiyle âmil bir şahsın nasıl olacağı bellidir. Elbette fikren Sultan Abdülhamid tarafını tutacaktır.

Soru: Yani Meşrutiyet'e karşıydı?

Kaçar: Tabii. Çünkü Meşrutiyet demokratik bir hareketten ibaret değildi. Bunu anlamak lâzım. 1908'de Abdülhamid'i tahttan indirdiler. 1910'da Trablusgarp gitti. 1912'de Edirne'den yukarıya doğru bütün Rumeli gitti. 1914'te Birinci Cihan Harbi'ne girildi. 1918'de Misak-ı Milli hudutları içinde memleketi kurtarmak için harekete geçildi. Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkmaya yönelik bir hareket. Süleyman Efendi Meşrutiyet'in arkasından felaket geleceğine inanırdı. Nitekim bu, fiilen tahakkuk etti

Soru: Süleyman Efendi kaç yılına kadar yaşadı? 

Kaçar: 1959'un 16 Eylül'ünde vefat etti.

Soru: Doğum yılı nedir? 

Kaçar: 1304

Soru: Demek hem İkinci Meşrutiyet'i hem de Cumhuriyet'i gördü. Meşrutiyet'i tasvip etmediğini söylediniz. Ya Cumhuriyet'i nasıl yorumluyordu?

Kaçar: Bunun için Süleyman Efendi'nin İslâm'a bağlılığı ile Cumhuriyet dönemindeki, inançla, dinle ilgili tatbikata bakmak lâzım.

(1) Ruhâni nisbet, cismani hayatla halen diri olmayan yani, birçok seneler, hatta asırlar evvel ölmüş bulunan büyük bir mürşidin ruhaniyyetinin tasarrufu ile irşad olunmaktır.



Dikkat! Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

Yeni bir ekin çemberi, yeri yine bir uydu merkezi... |

Almanya, carl sagan, Ekin çemberleri, Gizemli mesajlar, Gizemli sinyaller, nasa neden gizliyor, Teleskoplar, Uzaya gönderilen mesajlar, videolar,




Almanları hayrete düşüren ekin çemberi | Tarlada bir gecede beliren gizemli ekin çemberi


Almanya'nın Bavyera bölgesindeki bir tarlada, bir gecede ortaya çıkan 75 metre çapındaki dairenin nasıl yapıldığı merak uyandırdı.
Çevreden birçok ziyaretçi, başakların kesilmesiyle açılmış bu karmaşık şekli görmek için tarlaya gidiyor.
Nasıl yapıldığı ise daha önceki benzer ekin çemberli olaylarında olduğu gibi "meçhul"...

Ünlü bilim adamı uzaylıların fotoğraflarını göstererek itiraflarda bulundu. [video]

51. bölge, abd, Boyd Bushman, gerçek uzaylı görüntüleri, nasa neden gizliyor, uzaylılar, videolar,




ABD'li ünlü bilim adamı, ölümünden bir süre önce çektiği videoda, uzaylı fotoğraflarını göstererek itiraflarda bulundu.

Amerika'da çölün ortasındaki 51. bölge isimli gizli askeri üs ile uzaylılar arasında bağlantılar olduğu, bu gizli üste gizlice başka dünyaların insanları ile ortak faaliyetlerde bulunulduğu iddialarını destekleyen yeni bir itiraf daha geldi. 

Dünyanın en büyük ve itibarlı firmalarında kırk yıla yakın araştırmacı ve bilim adamı olarak görev alan Boyd Bushman,  ölmeden önce kendisini kayıt altına alarak, ABD'de çok gizli projelerin yürütüldüğü Nevada eyaletindeki "Area 51" olarak adlandırılan askeri üste gelen uzaylıların varlığıyla ilgili çarpıcı itiraflarda bulundu.

Dünya tarihi yeniden yazılmalı: Geçmişte bizden daha ileri teknoloji devri yaşandı.[video]

Ad kavmi, Andrey Sklarov, antik uzaylılar, Geçmiş teknoloji devirleri, Hititler, İnkalar, Slayt, Slayt1, Süleyman aleyhisselam, süleyman hilmi tunahan, Sümerler, tarih, Vezir Asaf, videolar, Şeddad bin Ad,




Rusya’da alternatif tarih laboratuvarı çalışmaları yürüten fizikçi Andrey Sklarov ve bilim insanlarından kurulu olan Araştırma Ekibi; İnsan oğlunun tarihi hakkında gerçek olan ancak gerçekliğin getireceği Bilimsel karmaşa ve yeni baştan yazılması gerekli olan Siyasi Tarih ve Dünya Kültür tarihinin sancılı dönemler yaşatacağının bilincine sahip gerçek bilim insanları olarak uzun bir zamandan beri kaydettikleri, insanlık tarihinin gerçeklerini ortaya koyuyorlar…. 

Sklarov, Hitit, Sümer ve İnka kültürleri gibi antik uygarlıkların günümüz teknolojisinden çok daha gelişmiş medeniyet kalıntıları üzerine kurulduğunu bilimsel temellere ve gözlemlere dayanarak iddia ediyor. 

Andrey Sklarov yönetiminde çalışmalar yürüten; Rus tarihçi ,etnolog, jeolog ve daha bir çok bilim dalına mensup bilim adamlarının oluşturduğu ekip, Türkiye dahil Güney Amerika’dan, Japonya’ya kadar ortaya çıkarılan tüm arkeolojik bulguları farklı bilimsel bakış açısıyla inceleyerek tarihin yeniden yazılması gerektiği sonucuna varıyor… Sklarov ‘’Tarih, yakında geçmişin değil, geleceğin bilimi olacak’’ diyerek, çok güçlü teknik imkanların kullanıldığı insanlık uygarlık tarihinin gerçekliğini vurguluyor.. İnsanoğlu tarihi hakkında dikkat çekici çalışmalar yapan ekibin çalışmalarını aslında iki yıldan beri takip eden basın kuruluşları, Araştrma grubunun geçen yıl Türkiye’de gerçekleştirdiği incelemelerden sonra elde ettiği bulguları yayınlaması üzerine onlarla görüşme yapmak isteğinde bulunuyorlar…




Sklarov ve ekibinin ortaya attığı tarihin yeniden yazılması gerektiği temel fikrinin arkasında şu tespit bulunuyor: ’’İnka, Maya, Hitit, Mısır, Sümer ve daha bir dizi güçlü uygarlık bu dünyaya ilk olarak çivi çakan medeniyetler değildirler… Bunlar, varlıklarını, alt yapısı hazırlanmış çok farklı ve çoğu zaman ‘‘Tanrılar Kültürleri’’ olarak tarif edilen günümüz teknolojilerinden çok daha farklı ve ileri düzeyde gelişmiş kültürlerin kalıntıları üzerine kurulmuşlardır….’’ (Cilt 1 Sayfa 66)





Hitit İnka Benzerliği



Sklarov’la Basın Mensubları, Moskova’da bir sanat evinde buluşuyorlar…Görüşmelere ‘’beni daha iyi anlamanız için sizi hemen şoke etmek istiyorum’’ diye başlayan Sklarov Çorum’daki ‘Hitit uygarlığı kalıntıları’ olarak tarif edilen ‘Alacahöyük’ arkeolojik kazı bölgesiyle, Peru’da İnka’lara ait olduğu söylenen ‘Cusco’ antik şehrinin iki fotoğrafını yan yana koyuyor…Birbirinden yaklaşık 12 bin km uzaklıkta bulunan bu iki antik şehrin surlarının, yine yaklaşık M.Ö 10.000 yıllarında buraya dikildikleri varsayılıyor.


Kâinat ne kadar büyük?

Alem-i Kebir, birinci kat sema, Evren ne kadar büyük, Gök katları, Kâinat, Sema katları, süleyman hilmi tunahan, Uzayda hayat var mı?, yıldızlar,



Milyarlarca yıldır hala ışığı dünyamıza ulaşmamış yıldızlar var | Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.)

Yumurtanın beyazı, sarısını kuşatıp etrafında bir daire oluşturduğu gibi, birinci kat sema da , dünya ile diğer gezegenleri ihata ederek kuşatmıştır. Bu dünya birinci kat semanın yanında bir yüzüğün Arabistan yarımadasında işgal ettiği yer kadar mekan tutar. Semadaki her üst kısımda bulunan tabaka da; genişlik ve azamet bakımından altta bulunan tabakaya göre o oranda azim ve büyüktür.

(Yani birinci kat sema, ikinci kat semaya kıyasla Arabistan yarımadasındaki bir yüzük kadardır,
ikinci kat sema, üçüncü kat semaya kıyasla Arabistan yarımadasındaki bir yüzük kadardır,Yedi kat semanın biribirlerine oranları hep bu şekildedir.)

Süleyman aleyhisselam zamanında, insanlık bilim ve teknolojinin zirve noktasındaydı.

antik uzaylılar, Ay'da bulunan uzaylı mumyası, Ay'daki antik şehir, Geçmiş teknoloji devirleri, İnsanlık tarihi ne kadar, Süleyman aleyhisselam, süleyman hilmi tunahan, tarih,




Bilim adamlarından önce bir din adamı söylemişti.

Dünyamızın son mürşid-i kamili olan Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.), günümüzde elde edilen son bilgilerden sonra "Dünyada daha önce de yüksek teknoloji kullanan insanlar yaşadı." diyen saygın bilim adamlarından çok daha önce, çok açık ifadeler ile dünyamızda daha önce de teknoloji devri yaşandığını ve bu teknolojinin hep insanlığın zararına kullanılması nedeni ile bir anda kaldırıldığını ifade etmiştir. İşte o sözleri:

Süleyman aleyhisselam, üçyüzbin kişilik ordusunu Taif'den Filistin'e havadan bir günde nakletmiştir.

Ordusuyla bir çiftlik üzerinden geçerken, yerde çift süren fakir bir çiftçi o hali görünce,

"Allah'ım al-i Davud'a ne büyük saltanat verdin" demiş.

Bunu işiten Hazreti Süleyman hemen ordusuyla yanına inip,

Arjantin'de şimdiye kadarkilerin en büyüğü olan dinozor bulundu.

Adem aleyhisselamdan öncesi, Arjantin, arkeoloji, Dinozorlar, Geçmiş teknoloji devirleri,


Bilim adamları Arjantin'de dünyanın en büyük dinozoru olduğuna inanılan bir yaratığın kemiklerini ortaya çıkardı.

Dev uyluk kemiğinin ölçülerine göre bu otobur, 40 metrelik bir en ve 20 metrelik uzun bir boya sahip olmalı.

Paleontologlar bunun bir grup sauropod dinozorunun bir parçası olan titanozorların yeni bir türü olduğunu düşünüyor. Uzun boyunları, uzun kuyrukları ve küçük kafalarıyla karakterize edilen bu türün Kretase döneminden kalma olduğu düşünülüyor.

Bu mega dino, bir önceki rekor sahibi Arjantinozorus'tan 7 ton daha ağır olup 77 ton ( yaklaşık 14 fil ağırlığında ) olduğu düşünülüyor.

Kâinat/Evren ne kadar büyük? Kâinatın özet haritası | 7 kat sema ve daha da üzeri

SEMA: Tavan, gök; yukarı, üst; her bir şeyin üst tarafı; yörünge; yukarı taraf anlamlarına gelir.

Allahü Teala yedi semâ (7 kat gök) yaratmıştır. Bunlardan dünya seması (bize en yakın göktür ve çizimde dairelerin en merkezindeki en küçük olanıdır.) yıldızlarla donatılmıştır: 

"Gerçekten en yakın göğü(dünya semasını, uzayı) bir ziynetle ve yıldızlarla donatıp süsledik" (es-Saffat, 37/6). 

"O (Allah) bunun üzerine iki günde (dönemde) yedi gök var etti. Yakın göğü de ışıklarla (yıldızlarla) donattı ve bozulmaktan korudu. Birbirleriyle ahenktar yedi göğü yaratan O dur" (el-Mülk, 67/3) 

Yedi kat göğün üstünde bunları çepeçevre kuşatan "Alem-i Kürsî" ve Alem-i Kürsi'yi de kuşatan "Arş" bulunur:

"Allahın Kürsî'si gökleri ve yeri kuşatmıştır" (el-Bakara, 2/255). 

Bütün bunların hepsi içindekilerle birlikte Yüce Allah'ın hükmü, idaresi ve tasarrufu altındadır.

Samsun'da bulunan mamut fosili 2 milyon yıllık çıktı.

arkeoloji, Evrim aldatmacası, Fosiller, Mamutlar, Nesli tükenen hayvanlar, Tabiat Tarihi Müzesi, Türkiye,


Samsun'un Ladik ilçesinde 4 yıl önce bulunan mamut fosillerini inceleyen uzmanlar, fosilin 2 milyon yaşında olabileceğini belirtiyor.


Samsun'da kullanılmayan maden ocağında 2010 yılında bulunan mamut fosillerinin 2 milyon yıl öncesine ait olduğu belirlendi. Geçmişe ışık tutacak olan fosiller Samsun'daki müzede sergilenecek.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Samsun Kültür ve Turizm Müdürü Yüksel Ünal, Ladik ilçesindeki özel bir firmaya ait olan son 10 yıldır atıl bekleyen linyit kömürü madeninde 4 yıl önce bazı fosillerin bulunduğunu kaydetti. Fosillerin neye ait olduklarını ve yaşının tespit edilmesi için ilk incelemenin 2012 yılında yapıldığını hatırlatan Ünal, daha detaylı inceleme için ise Maden Tetkik Arama (MTA) Tabiat Tarihi Müzesiyle irtibata geçtiklerini belirtti. Samsun'a gelen ekibin incelemesinin yaklaşık 1 yıl sürdüğünü söyleyen Yüksel Ünal, "Ekiplerin mamutlara ait fosillerin 1 ya da 2 milyon yıl öncesinde yaşamış olduklarına dair bilgi verdiler. Bu fosillerin Avrupa 'da yaşamış mamutlardan olabilecekleri söylendi. Daha önce yapılan araştırmalarda Eskişehir ve Konya 'da da izlerine rastlandıkları söylendi. Ancak onlar bizim fosillerden daha ilkel durumdaymış” dedi.

300 milyon yıllık cıvata

300 milyon yıllık cıvata, antik uzaylılar, Farklı zaman kavramları, İnsanlık tarihi ne kadar, mars, mars'ta yaşam var mı, rusya, Slayt, Slayt1, Space Explorer, Uzay çöplüğü, Zamanda yolculuk,


Bulunan 300 milyon yıllık cıvata

İçinde cıvata bulunan silisyum taş hızla Rusya'nın bütün büyük bilim akademilerini gezdi. Yapılan analizler, cıvatanın metal özelliğini kaybettiği, çeperini çevreleyen moleküllerin, demir moleküllerinin yerini aldığı ve, asıl önemlisi, cıvatanın ‘‘dinozorlarla neredeyse yaşıt olduğu’’ (Rus bilimadamlarının iddiasına göre) resmen kabul edildi.

Röntgenle yapılan araştırmada ise, taşın sathındaki, cıvata olduğu iddia edilen cismin yanısıra, taşın içinde de düzenli geometrik şekiller ortaya çıktı.

4 farklı teori

Psikotronik Çağ: Elektromanyetik silahlar ve zihin kontrolü (Dr. Armen Victorian)

Armen Victorian, Beyin kontrolü, Cihazdan beyine iletişim, elektromanyetik savaş, HAARP, Pandora projesi, telepati, Zihin kontrolü,


Dr. Armen Victorian

Lobster Magazine`den.


Psikotronik Çağ


Eski Sovyetler Birligi, Bati dünyasinda psikotronik olarak bilinen, enerji biliminde ve psikoenerji teknolojisinde uzun bir programlar tarihine sahipti. Son zamanlara kadar, bu teknolojiyi temellendiren baslangiç çalismalarinin büyük çogunlugu Bati`da yapildi ve Sovyetler Birligi`ne kaçirildi. Yillarca Bati`nin bilimsel toplumu, Moray, Abrams, Hieronymous, Tesla, Dela Warr, Down ve Reich gibi kisilerin çalismalarini önemsemeyerek, Sovyetler`e psikotronik silahlardaki durumlarini pekistirmek için en azindan 30 yillik bir öncelik verdi. Brejnew, 1978 SALT görüsmelerinde, ` insan aklinin kavrayabileceginden daha korkunç ` silahlarin yasaklanmasini önerdiginde Baskan Carter`in önerilen sey hakkinda bir fikri bile yoktu.
Pandora Projesi

Moskova`daki Amerikan Elçiligi 1960 dan 1965 e kadar orada çalisan Amerikali personel arasinda, Amerikan Elçisi`nin daha sonra ölmesini de içeren, çok çesitli fiziksel ve zihinsel hastaliga neden olan elektromanyetik ve migrodalganin bir karisimi ile kusatildiginda, Amerikan yönetimi psikotronik gerçegine uyandi. Bir zamanlar Savunma Bakanligi`nin Bilim Danismani, simdi emekli olan, Dr. Stephen Possony bana dedi ki:

Piri Reis'in ve haritasının sırları | Harita aslında Süleyman aleyhisselama mı ait? [video]

Büyük İskender, Evliya Çelebi, Geçmiş teknoloji devirleri, Hazreti Zülkarneyn, İskender, İskender-i Zülkarneyn, Metin Soylu, Piri Reis'in dünya haritası, Space Explorer, Süleyman aleyhisselam,




 -Piri Reis'in haritası ancak uzaydan fotoğraflama tekniği ile mi çizilebilir?

- Piri Reis, Antarktika'da buzulların altında kalana ve havadan bile gözükmeyen kara parçalarını nasıl çizdi?

- Piri Reis'in haritasının aslı elimizde mi, yok ABD haritaya el mi koydu?

- Piri Reis haritası aslında 16 parça mı?

- Piri Reis, bu haritanın çiziminin ermiş işi olduğunu, kendisine de Süleyman peygamberin çizdirdiğini söyledi mi?

Peru'da Yeni Bir "Yıldız çocuk" Kafatası mı bulundu?

Dünyadaki uzaylı izleri, Dünyadaki uzaylılar, Geçmiş teknoloji devirleri, Peru, Space Explorer, Uzaylı kafatasları, Uzaylıların kafası büyük mü, videolar,



Kapak resmi: Sanatçı Marcia K. Moonre tarafından, bu Peru kafatasının canlıyken göründüğü şekli gösteren canlandırma çizim...


1930'larda Meksika'da bir mağarada bulunan ünlü Yıldız çocuk kafatasının, türünün ilk ve tek örneği olduğu düşünülüyordu.

Yıldız çocuk kafatası olarak bilinen bu garip görünümlü kalıntının; fizyolojik, kimyasal ve genetik bir dizi nitelikleri ve şekli, bilinen herhangi bir hastalığın sonucu değildir. Özellikle de hidrosefalinin; yaygın olarak bilinen "beyinde su" hastalığının bir sonucu değildir.

Lloyd Pye, Peru'da benzer görünümlü bir kafatası olduğunun farkında değildi.




Bu kalıntı daha önce hiç fotoğraflanmadı ya da filme alınmadı. Bu kalıntı, anonim kalmak isteyen birine ait.

Işık hızı aşıldı. İzafiyet teorisi çöktü. Fizik bilimi yeniden yazılmalı | video

Albert Einstein, CERN, Fizik, İzafiyet teorisi, Işık hızı, Işıktan hızlı yolculuk, videolar,












Uzay ve dünya dışı yaşam konularında birbirinden dikkat çekici yayınlar www.SpaceExplorer.TV sitemizde

Şeffaf güneş pili yapıldı.

Güneş enerjisi, Kimya, Space Explorer, Uzay teknolojisi,


Michigan Eyalet Üniversitesi’nden bilim adamları yeni nesil güneş yoğunlaştırıcı bir cam üretti. Bu camın pencerelerde kullanılması ile camlardan güneş enerjisi elde edilebilecek.

Şeffaf ışık veren güneş ışını toplayıcı (transparent luminescent solar concentrator-LSC) adı verilen buluş binaların dışında, cep telefonlarında ya da şeffaf yüzey içeren cihazlarda kullanılabilecek. Tabiki ürünün en büyük özelliği şeffaf olması. Plastik benzeri şeffaf güneş pilleri yeni değil aslında . Fakat öncesinde yapılan denemelerde materyallerin ışık geçirgenliği düşüktü ve verimsizdi. Ayrıca bu materyaller oldukça renkli olduğundan camın şeffaflığını ve berraklığnı sağlamıyordu.



 “Kimse renkli bir camın arkasından dışarıya bakmak istemez. Ancak disko gibi renkli yerlerde işe yarar. Bizim izlediğimiz yaklaşımla şeffaf ve aktif bir tabaka yapılabilir,” diyor Kimya Mühendisliği’nden Yrd. Doç. Dr. Lunt. 

Google ölüme çare de mi buldu? Calico tam olarak ne yapacak?

Adolf Hitler, Calico, Genetik bilimi, Google, Hazreti Zülkarneyn, Lokman Hekim, Mehmet Fahri Sertkaya, Nazi Almanya'sı, Nazi UFO'ları, Nazi uzay araştırmaları, Süleyman aleyhisselam, Ölüme çare,




Tarih tekerrür ediyor: Google da ölüme çareyi buldu.


Malumunuz, Lokman Hekim ölüme çareyi sarımsak tohumundan bulmuş ve sonra yeryüzünden sarımsak tohumu kaldırılmıştı. Bu teknik ile vücudun doğal dengesi gereği yaşlanarak ölmesinin ve ölümcül hastalıklara yenilmesinin önüne geçmişti. Ama bu, mutlak anlamda ölüme çare bulunduğu anlamına gelmiyordu. Bir kaza, kasıt ya da savaş halinde insanlar yine ölüyorlardı. Bulunan şey, bu günkü tabirle ifade etmek gerekirse yaşlanmaya sebep olan genin durdurulmasıydı. Son bilimsel bulgular, Hz. Lokman, Hz. Zülkarneyn ve Hz. Süleyman zamanlarında dünyada şu anda olduğundan da daha ileri teknoloji çağı yaşandığını artık ispat ediyor. Ve o teknoloji devrinde ölüme çare bulan insanoğlu, günümüz teknoloji devrinde de ölüme çare bulmuş ve tarih tekerrür etmiş oluyor.


Günümüzde, daha 1940'larda Adolf Hitler'in bilim adamlarının da bu geni bulup durdurduğu ve mağlubiyet sonrasında Arjantin'e ve oradan da Antarktika'ya kaçan Hitler'in halen daha sağ olduğu ve altmış yaşlarında gösterdiği, 2000 yılında İran'da uluslar arası bir terör zirvesine katıldığı çok ciddi insanlar tarafından iddia edildi. Hitler'in 1945'teki kesin mağlubiyetinden sonra Hitler'e çalışan bilim adamlarının bir çoğu ABD'ye götürüldüler. Zaten bunların ciddi bir kısmı Alman gözüken Yahudilerdi. Dolayısı ile bu teknolojiler daha 1945'te ABD'nin ve ABD'yi kurup yöneten Siyonistlerin eline geçti. ABD'yi uzay çıkaran Von Braun bile Hitler'in bilim adamıydı.

Geçen sene Eylül ayında ise 
Google yeni bir şirket kurduğunu, Calico adlı bu şirketin yaşlanmayı bitirmek ve ölümcül hastalıkları yenmek için çalışacağını açıklamıştı. Şimdi bu şirket için bir de www.calicolabs.com adresinde bir internet sitesi kuruldu. Böylece şirketin varlığı resmiyet kazanmış oldu.

Şirketin misyonu bölümünde şu bilgiler yer alıyor: “Calico bir araştırma ve geliştirme şirketidir. Misyonu, gelişmiş teknolojiden yararlanarak, hayat döngümüzü kontrol eden biyolojiyi anlama yetimizi yükseltmektir. Bu bilgimizi, insanların daha uzun ve daha mutlu bir hayat sürdürmesi için müdahaleler geliştirmek üzere kullanacağız. Bu misyonu yüklenmek, pek çok disiplinin bir arada olduğu, uzun vadeli bir çabayı gerektiriyor. Bunun için de finansman çoktan sağlanmış durumda.”

Gökbilimcileri heyecanlandıran keşif; Su yüklü bulutları var.

Güneş sistemimizin dışı, kahverengi cüceler, Space Explorer, su bulunan gezegenler, Wise Kızılötesi Uzay Teleskopu,




Dünya’dan sadece 7,3 ışık yılı(yaklaşık 64 trilyon kilometre) uzaklıkta, su ve buz yüklü bulutlarla çevrili olduğu düşünülen dev bir gök cismi gözlemlendi. Suya dair veriler kesinleşirse, ilk kez Güneş Sistemi’nin ötesinde Dünya’dakine benzer bulutların varlığı kanıtlanmış olacak.

ABD’deki Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden astronom Kevin Luhman’ın araştırmasına göre, su ve buz yüklü bulutlar, Jüpiter büyüklüğündeki (Dünya’dan 318 kat daha büyük) ‘Wise J0855-0714’ adlı bir kahverengi cücenin etrafını sarıyor. 


"Şizofreni ya da Cin çarpması" | Şizofrenleri meğer cin çarpmış

Beyin kontrolü, Büyü, Cin çarpması, Cinler, GATA, Sihir, Slayt1, Space Explorer, Telegram, Telekinezi, Zihin kontrolü, Şizofreni,



Gülhane Askeri Tıp Akademisi(GATA)'nde görev yapan M. Kemal Irmak isimli profesörün uluslararası hakemli dergi Journal of Religion and Health'ın Haziran sayısında yayınladığı "Şizofreni ya da Cin çarpması" başlıklı makale bilim dünyasında tartışma konusu oldu. 


Profesörün bilimsel makalesinde şizofreni hastalarının cinler tarafından rahatsız edildiğini kabul etmesi ilginç bulundu. 


Prof. Irmak, makalesinde beyne yerleşmiş cinlerin şizofreni semptomları oluşturabileceğini söylerken, bazı üfürükçülerin de hastalıkları tedavi ettiğini iddia etti. Tıp mesleğinin "cin çarpması" olasılığını artık hesaba katması gerektiğini savunan Irmak, doktorların "dini şifacılar" ile birlikte çalışması gerektiğini söyledi.

Fransa'da gizemli uzun kafatası bulundu.

Antik Mısır, Antik şehirler, Fransa, Geçmiş teknoloji devirleri, Mısır, Piramitler, Space Explorer, Uzun kafatasları, videolar,



Fransız arkeologlar Alsas'ta sürpriz bir keşif yaptılar. 1500 yıl öncesine ait oldukça uzun bir kafatasını açığa çıkardılar.

Bulunana eserlerin bolluğu araştırmacıları, araştırmalarını 7.5 dönüme yaymak için harekete geçirdi. Bulgular arasında NeolotikGalyaGallo-Roman ve Merovenj toplumlarına ait insan ve hayvan kalıntıları yer alıyor.

Açıkça görünen o ki; bu kafatasları "kafatası deformasyonu" olarak bilinen bir uygulama yoluyla kasten uzatılmış. Bu genellikle eski Mezoamerikan kültürleriyle ilişkili; Avrupa, Asya, Afrika ve Güney Amerika'da yaygın olarak kullanılmış.

Kafatası deformasyonu: normal gelişmekte olan bir çocuğun başına tahta parçaları yerleştirilip bu tahta parçalarını bezle bağlayıp kuvvet uygulanması sonucu kafanın biçimi bozma yoluyla elde edilir. Tipik olarak kafatası en esnek olan; bebekler üzerinde uygulanır.

Bu kafatası, 18 defin içeren bir mezarlığın kazısı sırasında bulundu. Yaşadığı toplumda yüksek bir statüye sahip olan bir kadına ait mezarlıkta; altın bir iğne, gümüş bir ayna, cam ve kehribar boncuk, geyik boynuzundan yapılmış tarak gibi geniş bir ürün yelpazesine sahip bir hazine bulundu.

Evrenin ucuna yolculuk | HD Belgesel

ay, Belgeseller, Evren, Evrende yalnız mıyız?, Evrenin ucuna yolculuk, güneş sistemi, Kainat, Kuyruklu yıldızlar, mars, Uzayda hayat var mı?, venüs, videolar,



Güneş sistemindeki gezegenleri tanıtan ve uzay hakkında ilginç bilgileri aktaran bir belgesel...

Avrupalıların uzayda keşfettikleri cisimleri kendi dini inanışları ile isimlendirdiklerini ve yorumladıklarını da net olarak anlayabileceğimiz bir belgesel...

Aşk tanrıçası Venüs... Savaş tanrısı Mars ve diğerleri...

Görsel olarak gayet başarılı 3D grafiklerle hazırlanmış, çok bilgilendirici bir uzay belgeseli...






Uzay ve dünya dışı yaşam konularında birbirinden dikkat çekici yayınlar www.SpaceExplorer.TV sitemizde

2015-05-26

Evrenin işleyişi: Süpernovalar | Discovery Sicience (Belgesel izle

Belgeseller, Discovery Channel, Discovery Science, izle, Nötrinolar, Süpernova, videolar, yıldızlar, Yıldızların ölümü,



Süpernova, enerjisi biten Büyük Yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır. Bir süpernovanın parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabilir.
Başlangıçta yapısı, iyonize madde olan plazma şeklindeki bir süpernovanın parlaklığını yitirmesi haftalar ya da aylar sürebilir. Bu süre zarfında yaydığı enerji, güneşin 10 milyar yılda yayacağı enerjiden daha fazladır. Bu patlamalar, maddenin evrende bir noktadan başka noktalara taşınması işine yarar. Patlama sonucunda dağılan yıldız artıklarının, evrenin başka köşelerinde birikerek yeniden yıldızlar ya da yıldız sistemleri oluşturduğu varsayılmaktadır. Bu varsayıma göre, Güneş, Güneş Sistemi içindeki gezegenler ve bu arada elbette bizim Dünyamız da, çok eski zamanlarda gerçekleşmiş bir süpernova patlamasının sonucunda ortaya çıkmıştır.





Uzay ve dünya dışı yaşam konularında birbirinden dikkat çekici yayınlar www.SpaceExplorer.TV sitemizde


Eski Mısır kitabelerinde dünya dışı hayat, gökten gelen ve tanrı zan edilen yüksek teknolojili adamlar ve UFO'ları

Antik Mısır, antik uzaylılar, Geçmiş teknoloji devirleri, Mısır, sirius, Süleyman aleyhisselam, ufo, UFO'lar gerçek mi?, Ölüler kitabı, Şi'ra yıldızı,



Eski Mısır kitabelerinde dünya dışı hayat, gökten gelen ve tanrı zan edilen yüksek teknolojili adamlar ve UFO'ları
AKHENATON ‘nun Bebekleri
Eski Mısır tarihiyle ilgili bütün kayıtlar bir zamanlar bu yörenin yoğun olarak "Dünya Dışı insanlar" tarafından ziyaret edilmiş olduğunu göstermektedir… Örneğin Eski Mısırlılar, kendi semalarında ortaya çıkan uzay gemilerini “Gökyüzünde seyreden güneşin kayıkları“ olarak isimlendirmişlerdir.

Konunun ilginç bir başka yanı da, yine eski kayıtlarda açıkça yazıldığına göre; Büyük Piramidin yapımı sırasında bu “Güneş Kayıkları”dan bir tanesi yapının içinde bir yere gömülmüştür.

AKHENATON
Mısır kökenli kaynaklarda dünya dışı astronotlar sorunu daha belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Menfis’de firavunu ziyaret eden Tanrı PTAH, uçan bir gemi kullanırdı. Güneş Tanrısı RA için , “Yıldızlarla ay arasında dolaşırsın… gökyüzü ile yeryüzü arasında Aton’un gemisini yönetirsin…” der eski bir kitabe...

Yakutlar’ın cenazesinde okunan bir duada “Işıldayan arabalarıyla yıldızlardan inen ruhlar…” dan söz edilir. Çok eski bir geçmişte Nil ülkesine üstün bir varlığın geldiği ve oradaki insanlara medeniyet aşıladığı Mısır’da hala söylenir. Bu üstün varlık, Mısırlılara seslerle, fikirleri kaydedebilmeleri için simgeler gösterdi. Müzik çalabilsinler diye ellerine arp verdi. Yıldızları gözleyip , krokilerini çıkarmasını , rakamlarla sayı saymasını, şifalı otlar ve ilaçlarla hastaları iyi etmelerini öğretti. Mısırlılar bütün bunları öğrenince , yabancı , onlara veda ederek, göklere uçtu gitti. Adı Tanrı THOT’ tu.

En masum kişi, azılı bir teröriste dönüştürülebilir. Zihin kontrolü nedir?

Beyin kontrolü, Büyü, CIA, elektromanyetik savaş, MOSSAD, nsa, Selim Şeker, Sihir, Telegram, Telekinezi, Zihin kontrolü,




Boğaziçi Üniversitesi Elektromanyetik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Selim Şeker: "İnsan beynindeki noktalar arasında öyle yerler var ki, bunların uyarılması durumunda kişi, adam bile öldürebilir. Yine aynı yöntemle kişiye uzak bir mesafeden kalp krizi geçirtilebilir."

ABD ve Rusya'nın, 1950'den bu yana üzerinde çalıştığı, insanları istendiği gibi yönlendirmeye yarayan beyin kontrol silahının, 1970'li yıllarda Türkiye üzerinde kullandığı iddia edildi.

Bu iddiaya göre, 5.000 insanımızı kaybettiğimiz, insanın ideolojisi uğruna annesini, kardeşini veya en yakınını öldürmekten çekinmediği sağ-sol çatışmasının arkasında, beyin kontrol silahı olduğu ileri sürülüyor.

Çip veya beyne sokulmuş elektrotlara ihtiyaç duyulmadan insan beyninin kontrol altına alınması anlamına gelen beyin kontrol silahı, uzmanlara göre, verilen telkinlerle İstenildiğinde insanı terörist haline sokabiliyor. İnsana, ruhsal ve bedensel acı yaşatabilen bu sistemin, 1980 öncesi Türkiye üzerinde kullanıldığı iddiası ise dehşet verici...

Ciddiye alınması gereken bu kuramı ileri süren isim ise, bu alanda uzmanlaşmış Emekli Kurmay.Albay Baha Kadıoğlu... Kadıoğlu, Silahlı Kuvvetler Dergisi'nde yayımlanan bir makalesinde, konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyor: "Türkiye, 1970'li yıllar içinde beyin kontrol yöntemlerinin harp şeklinde uygulandığı ve bunun korkunç kâbusunun yaşandığı bir ülke olmuştur."

Bu görünmez harbin gelecek yıllarda da devam edeceğine dikkat çeken Kadıoğlu, "Bu harbin yalnızca fizikî tedbirlerle önlenmesi mümkün görülmemektedir. Alınacak tedbirleri öğrenmek için en kısa zamanda parapsikolojik çalışmalara girmek mecburiyetindeyiz." uyarısında bulunuyor. Aksi halde, bu tür müdahalelere maruz kalınabileceğini söylüyor.
CIA ve MOSSAD, Beyin Kontrolüne Büyük Önem Veriyor
Memory Center Neropsikiyatri Merkezi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Nevzat Tarhan da istihbarat örgütlerinin - özellikle CIA ve MOSSAD'ın - bu konuya büyük önem vermekte olduğunu söylüyor:

Dünyanın merkezi tersine dönüyor. Çünkü dünya dev bir elektrik jenaratörü

Dış çekirdek, dünya, elektromanyetik savaş, İç çekirdek, Manyetik alan, Slayt1, Space Explorer, The Core, videolar, Çekirdek, Çekirdek filmi, Şimşekler,



Leeds Üniversitesi bize sürpriz yaptı ve Dünya’nın dış çekirdeğinin gezegenin tersine döndüğünü gösterdi. Evet, herkes gider Mersin’e, çekirdek döner tersine. İç çekirdek ise Dünya ile aynı yönde ama biraz daha hızlı dönüyor.
Dünyanın sıvı dış çekirdeğindeki erimiş demirin dalma-batma hareketleri çok güçlü elektrik akımları üretiyor ve bunlar da Dünya’nın güçlü manyetik alanını oluşturuyor. Manyetik alan aynı zamanda iç ve dış çekirdeğinin dönüşünü etkiliyor.
Leeds Üniversitesi Yer ve Çevrebilimleri Fakültesinden Dr. Philip Livermore olayı şöyle açıklıyor: Gezegenimizin “manyetik alanı, iç çekirdeği Doğuya doğru iterek Dünya’dan daha hızlı dönmesine neden oluyor. Aynı zamanda sıvı dış çekirdeği de ters yöne iterek Doğudan Batıya dönmesine yol açıyor.” Kısacası iç ve dış çekirdeğin torku farklı.


Dünya’nın merkezine yolculuk
Dünya’nın dönüş yönünü sormak kadar gereksiz bir şey olabilir mi diye düşünebilirsiniz: Dünya Batıdan Doğuya dönüyor ve Güneş de Doğudan doğuyor, Batıdan batıyor. Ancak uzay boşluğunda yukarı–aşağı, sağ–sol gibi kavramların anlamı olmadığı için soru o kadar basit değil.
Uzaya çıkıp Dünya’ya Kuzey Kutbundan baktığımızda, gezegenin “saatin ters yönünde” döndüğünü görüyoruz. Dünya’ya Güney Kutbundan baktığımız zaman da saat yönünde döndüğünü görüyoruz. Einstein’ın dediği gibi uzayda yönler göreli ve dönme yönü referans noktasına, yani bakış açısına göre değişiyor.

Dünya’nın içyapısı söz konusu olduğunda işler daha da karışıyor. Dünyanın içi katmanları farklı yönlerde dönüyor.

Bu ay öne çıkanlar